Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı UBP milletvekillerinin iç tüzük konusunda büyük ‘hassasiyet geliştirdiğini’ vurguladı ve “İç tüzük konusunda büyük hassasiyet geliştirenler, Anayasa konusunda sesini çıkarmadı” diye konuştu.
Bu hükümetin, müdahale ürünü bir hükümet olduğunu vurgulayan Tufan Erhürman, protokolü isteyenle televizyon önünde tartışmaya hazır olduğunu kaydetti. Kuzey Kıbrıs TV’de Ahmet Kaptan’ın sorularını yanıtlayan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Türkiye buraya yağmur gibi para yağdırıyor diye bir şey yok, rakamlar ortadadır” diye konuştu.
Erhürman: Bu hükümet, müdahale ürünü bir hükümettir
Müdahalelerle ilgili artık verilerin olduğunu vurgulayan Erhürman, “Kafamızın içinde senaryolar yazarak konuşmuyoruz. Sayın Faiz Sucuoğlu bir hükümet kurdu, 15 gün sonra bakan değişikliği yaşandı. Bu yapılırken de müdahale kokuları geliyordu” dedi. Seçimden sonra kurulan hükümetin toplamda 59 gün dayandığını hatırlatan Erhürman, Sayın Ersin Tatar’ın bir TV programında ‘Müdahale vardır ve bunu da herkes biliyor’ sözlerini hatırlattı. Bu hükümetin, müdahale ürünü bir hükümet olduğunun altını çizen Erhürman, müdahale ürünü bir hükümetin meşru bir hükümet olmadığına dikkat çekti. Ekonomik ve mali konularda dış kaynağa ulaşabilecek iki adresten birinin Türkiye Cumhuriyeti olduğuna vurgu yapan Erhürman, “Hiç kimse dış kaynak da alıyoruz diye özgüveninde bir zedelenme hissetmesin. Pandemi döneminde AB’nin dev ülkeleri dış kaynağa ihtiyaç duydu. Her ülke dış kaynak ihtiyacı hisseder” diye konuştu.
“Türkiye buraya yağmur gibi para yağdırıyor diye bir şey yok, rakamlar ortadadır"
Türk Lirası kullanımından doğan bir enflasyonla da karşı karşıya olunduğunu ifade eden Erhürman, “Gıda enflasyonumuz yüzde 105’i gördüyse, yüzde 90 enflasyon yaşıyorsak, bu durup durduğu yerde mi oldu? Esas itibariyle bize yansıyan TL’nin değer kaybıdır” dedi. İthalata bağımlı bir ülke olduğumuz için TL’nin değer kaybının bizi daha çok etkilediğini belirten Erhürman, TC ile söz konusu durumu konuşup bir destek talep etme zorunluluğunu hatırlattı. Protokolün gerçek değerinin, 2 milyar 150 milyon TL olduğuna da dikkat çeken Erhürman, zannedildiği gibi bir paranın ortada olmadığını kaydetti ve protokolün bir milyarının askeri harcamalara gittiğini söyledi. Erhürman, “2020’den devreden kısımlarda, 1 milyar 208 milyonluk alt yapının ihalesi Ankara’da açılacak. Lefkoşa’da açılan ise 12 milyon. İhale burada açılsa, 60-70 sektör de etkilenir. Bu paranın yansıması 3 katı olur. Bu işin maddi tarafıdır. İnsanlarımızda yaratılan algı, Türkiye buraya yağmur gibi para yağdırıyor. Böyle bir şey yok, rakamlar ortadadır” dedi.
“İsteyenle tartışmaya hazırım"
Söz konusu metnin, büyük bölümü itibariyle ekonomik ve mali işbirliği anlaşması olmadığının altını çizen Erhürman, hiçbir ekonomik ve mali işbirliği anlaşmasında, toplu iş sözleşmesi sınırlanmasının ve sendikal hakların sınırlanmasının olamayacağını vurguladı. “Sendikal haklar sınırlandığında, KKTC kalkınacak mı?” diye soran Erhürman, protokolde yer alan bazı maddeler hakkında da eleştirilerde bulundu. Protokolde yer alan ‘Tüm maaş ödemelerinden vergi ve primlerin tahsil edilmesi sağlanacaktır’ maddesi hakkında da konuşan Erhürman, “Maaşlardan zaten tahsil ediliyor. Sunat Bey kürsüden ‘benim bildiğim kadarıyla zaten maaşlardan vergi alınıyor’ dedi. 13’üncü maaştan emin olmadığını söyledi. Olgun Bey ise bu maddenin fazladan yazıldığını söyledi. Sunat Bey daha sonra ise 13’üncü maaştan da prim alınacağını ifade etti” dedi. Büyük bölümü itibariyle söz konusu anlaşmanın ‘mali ve ekonomik işbirliği anlaşması’ olmadığına dikkat çeken Erhürman, “İster Kıbrıs’tan ister Türkiye’den olsun, isteyenle tartışmaya hazırım. Bu toplumun bunları bilmesi gerekiyor. Bu, anayasal düzenin değişmesi anlaşmasıdır” diye konuştu.
“Tek dertleri imza töreni düzenleme"
Özel sektöre destek babında bu protokole ne koyulduğunu soran Erhürman, “TC’den gelen ve KKTC vatandaşı olmayan bir şahıs, bir şirket açarsa, ne sermaye sınırı var ne de ortaklık. Ertesi gün buradaki şirketlerle aynı koşullarla rekabet yapacak. Küçük ölçekli şirketler, devasa şirketlerle mücadele edecek. Bunlar iş mi? Sizin tek derdiniz imza töreni düzenleme” dedi. Erhürman, söz konusu durumla, özel sektöre gayri adil bir rekabet dayatıldığının altını çizdi. Elektrik zammı konusunda da konuşan Erhürman, haziran ayının, şubat ayından daha ‘tehlikeli’ olduğunu belirtti. Erhürman, elektrik zammının haziran ayında daha çok hissedileceğini vurguladı. Bazı UBP milletvekillerinin açıklamaları hakkında da konuşan Erhürman, “İç tüzük ihlal edildi diyorlar. Bu memlekette Anayasa’nın paspas edildiğini görmediler mi? Yerel yönetimler konusunda Anayasa paspas edildi. Anayasa’yı çatır çatır ihlal ettiler. Geçen sene de aynısı yaşanmıştı. İç tüzük konusunda büyük hassasiyet geliştirenler, Anayasa konusunda sesini çıkarmadı” dedi.